Parlaklığı, ışıltısı ve pürüzsüzlüğü ile kendine hayran bırakan sağlıklı bir cilt, güzelliğin en temel unsuru olarak öne çıkıyor. Tüm vücudumuzu kaplayan ve dış etkenlere karşı bizi koruyan cildimiz, haliyle vücudumuzun en çok yıpranan bölgesi de oluyor.
Özellikle cildimizin yüz ve boyun bölgesi, olumsuz hava koşulları, zararlı güneş ışınları, toz, kir, stres ve dengesiz beslenme gibi faktörlerden kolaylıkla etkilenerek zaman içerisinde sağlıklı görünümünü kaybedebiliyor. Cildin yapısını doğrudan etkileyen kalıtsal özellikler ve yaşlanma da cabası!
Cildi bu olumsuz etkilerden korumak ve sağlıklı bir görünüme kavuşturmak için öncelikli olarak yapılması gerekenler arasında, cilt tipine uygun ürünlerin kullanımı ile gerçekleştirilen cilt bakımı yer alıyor. Önceleri sadece temizleme jelleri, tonikler ve nemlendiricilerden oluşan cilt bakım ürünleri, günümüzde cildi temizlemenin ve nemlendirmenin yanı sıra besleme ve onarma gibi özellikler de sunan birçok seçenek barındırıyor. Uzmanlar tarafından yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen bulgularla cilt bakım ürünlerinin içerikleri sürekli olarak geliştiriliyor ve sonucunda yepyeni kavramlar hayatımıza giriyor.
Bu kavramlardan biri de kolajen. Son yıllarda hayatımıza dahil olan ve başta serumlar olmak üzere birçok cilt bakım ürününü sınıflandırmak için kullanılan kolajen içerik, yaşlanma karşıtı etkisi ile adından söz ettiriyor.
“Kolajen içerik tam olarak nedir, nasıl fayda sağlar ve vegan seçenekleri bulunur mu?” gibi birçok soru işareti cilt bakım rutinine kolajen içerikleri de dahil etmek isteyenlerin kafalarını karıştırıyor. Gelin beraber, kolajen hakkında tüm merak edilenleri öğrenerek bu kafa karışıklığını ortadan kaldıralım.
Vücutta cilt, kemik, tendon ve kıkırdak başta olmak üzere birçok organda yer alan lifli protein, kolajen olarak adlandırılıyor. Vücutta bulunan proteinlerin üçte birini oluşturan kolajen, vücut yapısını koruyan en temel maddeler arasında yer alıyor. Farklı organlarda farklı görevler üstlenen kolajen özellikle cilt katmanlarında bulunuyor.
Cildin esnekliğini sağlayan kolajen, yetersiz beslenme ve yaşlanma ile zaman içerisinde azalıyor. Kolajen proteininin azalması sonucunda ise ciltte elastikiyet kaybı ve ince çizgiler gibi yaşlanma belirtileri oluşuyor. İşte bu özelliğinden dolayı kolajen içerik, yaşlılık karşıtı bakım ürünlerinde sıklıkla kullanılır hale geliyor.
Yalnız burada kafa karışıklığına yol açan bir duruma değinmeden geçmeyelim. Kolajenin herhangi bir cilt bakım ürününde kullanılmasının doğrudan cilde etkisi olduğuna dair net bir veri bulunmuyor. Kolajen içerikli olarak adlandırılan cilt bakım ürünlerinin etkisi, ciltte azalan kolajen miktarını artırmaya yardımcı olarak kendini gösteriyor
Cildin zaman içerisinde kaybettiği elastikiyet ve sıkılığı yüksek oranda kolajen içeren ya da kolajen yapımını artıran besinleri tüketerek geri kazanmak mümkün. Aynı durum kolajen takviyeleri için de geçerli oluyor. Ancak cilt için daha hızlı ve etkili sonuç almaya yönelik kolajen içerikli cilt bakım ürünlerini kullanmak en ideal seçenek.
Kolajen üretimini artırmaya yardımcı olan kolajen içerikler en çok cilt bakım serumlarında kullanılıyor. Bunun temel sebeplerinden biri, kolajenin cildin alt katmanlarında daha yoğun olarak bulunması.
Kolajen içerik çoğunlukla hayvanların sığır bağ dokularından ya da balıklardan elde ediliyor. Ancak dediğimiz gibi hayvansal kaynaklardan elde edilen kolajenin cilt üzerindeki etkisi beslenme ve takviyeler yolu ile alındığında görülebiliyor. Dolayısıyla tercih yaparken bu doğrultuda hareket etmek büyük önem taşıyor.
Kolajen serum çeşitleri arasında vegan seçenek olarak tamamen bitkisel içeriklere sahip olan ve hayvanlar üzerinde test edilmeyen ürünleri tercih edebilirsiniz. Bitkisel formüllere sahip olan kolajen serumlar, içeriğinde bulunan faydalı bileşenler ile cildin alt katmanlarına kadar ulaşarak kolajen üretimini destekliyor ve böylelikle yaşlanma karşıtı etki gösteriyor.
Vücutta en fazla bulunan protein olan ve vücudun temel yapı taşı olarak tanımlanan kolajen sağlıklı bir cilt için benzersiz faydalar sunuyor. Dolayısıyla cilt bakım rutinlerine dahil ederek düzenli bir şekilde kolajen serum kullananlar bu faydaları ciltlerinde kısa süre içerisinde gözlemleyebiliyor.
Peki kolajen yüz serumu kullanmak tam olarak ne gibi faydalar sağlıyor? Bu sorunun yanıtı maddeler halinde şöyle özetleyebiliriz:
Kolajen yüz serumunun cilt üzerindeki bu olumlu etkilerinden tam anlamıyla faydalanabilmek için kullanımı sırasında birtakım noktalara dikkat etmek gerekiyor.
Kolajen serum kullanımında dikkat etmeniz gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Daha önce de bahsettiğimiz gibi hayvansal ürünlerden elde edilen kolajenin cilde uygulanmasının etkisi net değil. Dolayısıyla kolajen üretimi üzerinde yardımcı etkisi bulunan cilt bakım ürünlerini kullanmak daha doğru bir seçenek olabiliyor.
C vitamini ve A vitamini gibi vitaminler, bakır ve çinko gibi mineraller, antioksidanlar ve asitler kolajen dostu.Bu bileşenlerin çoğu bitkilerden elde ediliyor. Haliyle en iyi kolajen serum, %100 bitkisel içeriklere sahip olan diyebiliriz.
Vegan kolajen içerikler nemlendiricilerde ya da serumlarda sıklıkla kullanılıyor. Ancak konsantre bir yapıya sahip olan serumlar, kolajenin daha yoğun olarak bulunduğu cildin alt katmanlarına ulaşmada daha başarılı oluyor. Bu nedenle vegan kolajen içerikli ürünler arasından serumlara öncelik vermenizi tavsiye ediyoruz. Daha yoğun bir etki için serumdan sonra kolajen içerikli bir nemlendirici de kullanabilirsiniz.
Hem vegan hem de yararlı bileşenlerden oluşan özel formüllü Bade Natural Yaşlanma Karşıtı Bitkisel Kolajen Serumu tercih edebilirsiniz. İçeriğinde neroli suyu, gül suyu, aloe vera suyu, akasya özü, su yosunu özü, kahverengi alg özü, beyaz acı bakla özü, chia tohumu özü bulunan Bade Natural Yaşlanma Karşıtı Bitkisel Kolajen Serum ile zamanı tersine çevirerek daha genç, daha canlı ve daha pürüzsüz bir cilde sahip olabilirsiniz.
Cilt bakım rutininiz için farklı özellikler sunan tamamen bitkisel ve doğal serumlar kullanmak istiyorsanız Bade Natural Serumlarına da göz atabilirsiniz.